İzmir'in Sessiz ve Yavaş İlçesi
Seferihisar ilçesi topraklarında en eski yerleşim yeri Teos olup,burasının M.Ö. 2000 yıllarında Akalardan kaçan Giritliler tarafından kurulduğu ve Karyalıların bir kenti olduğu bilinmektedir.
Seferihisar, İzmir'in bir ilçesi olup kalabalıktan uzak ve sakinliğiyle bilinmektedir. Yavaş/Sakin Şehir (2009) ödülüyle sakinliğini hiç bozmamış bir ilçedir. Aynı zamanda eşsiz güzellikteki plajlarının yanı sıra gezilecek tarihi yerleride bulundurmaktadır. Akkum Plajı ve Ekmeksiz Plajı ise bu plajların en gözdeleridir. Tarihi yerlerde ise Teos Antik Kenti, Sığacık ve Lebedos gezip görülebilicek yerler arasındadır.Seferihisar'a 17 km uzaklıkta bulunan Karakoç Kaplıcaları da bu bölgede gezip görebileceğiniz yerler arasında bulunmaktadır.
9 Nisan 2014 Çarşamba
27 Mart 2014 Perşembe
20 Mart 2014 Perşembe
ALAÇATI
Antik çağdaki adı Agrilia olan Alaçatı'ya Erken Osmanlı Tarihinde Yaya Müsellem (Süvari Piyade) köyü olarak nitelendirilir.Bu dönemde köye yerleşen Alacaat Aşiretinden dolayı da adını Alacaat olarak alır.1830 lu yıllarda köyün önde gelenlerinden Hacı Memiş Ağa o dönemdeki depremler sebebiyle yoksullaşan Sakız adasında
yaşayan Rum halkını köyün güneyindeki bataklığı kurutabilmek adına işçi vasfıyla köye çağırır.Maksat sıtmaya yakalanmış bir köyü kurtarmaktır. Karşılığında işçilere toprak imar edilir.Sıtma ve kanal çalışması sebebiyle 1850-1890 yılları arasında yeni köy denizden birkaç km. içeriye kurulur.Bağcılık ve şarapçılık bölgeyi en önemli ticaret merkezi haline getirmiştir.Daracık sokaklarındaki mükemmel taş evlerinde keşfiyle Alaçatı en gözde tatil bölgelerinden biri haline geldi.(2000 yılından sonra) Deniz, köy ve taş ev mimarisin birleştiği Alaçatı da akabinde kendine has restorantlar ve küçük oteller açılmaya başlandı.Köy içinin trafiğe kapatılmasıyla Alaçatı nın kaderi tamamen değişmiş oldu. Kemalpaşa caddesi artık ziyaretçilerin rahat rahat dolaşabileceği köy kahvelerinde ve restorantlarında oturabileceği bir çarşı haline gelmişti. Alaçatı nın büyüsü kulaktan kulağa yayılıyordu... Devamı...
yaşayan Rum halkını köyün güneyindeki bataklığı kurutabilmek adına işçi vasfıyla köye çağırır.Maksat sıtmaya yakalanmış bir köyü kurtarmaktır. Karşılığında işçilere toprak imar edilir.Sıtma ve kanal çalışması sebebiyle 1850-1890 yılları arasında yeni köy denizden birkaç km. içeriye kurulur.Bağcılık ve şarapçılık bölgeyi en önemli ticaret merkezi haline getirmiştir.Daracık sokaklarındaki mükemmel taş evlerinde keşfiyle Alaçatı en gözde tatil bölgelerinden biri haline geldi.(2000 yılından sonra) Deniz, köy ve taş ev mimarisin birleştiği Alaçatı da akabinde kendine has restorantlar ve küçük oteller açılmaya başlandı.Köy içinin trafiğe kapatılmasıyla Alaçatı nın kaderi tamamen değişmiş oldu. Kemalpaşa caddesi artık ziyaretçilerin rahat rahat dolaşabileceği köy kahvelerinde ve restorantlarında oturabileceği bir çarşı haline gelmişti. Alaçatı nın büyüsü kulaktan kulağa yayılıyordu... Devamı...
ŞİRİNCE
Özgün adı olan Kırkınca'nın efsanevi bir çağda dağlara vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayet edilir. Rum telaffuzunda Kirkice, Kirkince ve nihayet Çirkince gibi biçimler almıştır. 19. yüzyılda, özellikle ihracata yönelik incir üretimiyle ünlü, 1800 haneli bir Rum kasabasıydı.Köy içinde harap durumda olan iki Rum kiliseside bulunmaktadır. Köyün evvelce bağ, incir, zeytinciliğe dayalı olan ekonomisi, bir tütün bölgesinden gelen yeni sakinlerinin elinde bir süre sekteye uğramış, ancak son yıllarda artan turistik önemine paralel olarak, bu sektörler yeniden gelişmeye başlamıştır. Bağcılık ve zeytinciliğin yanı sıra, şeftali, incir, elma, ceviz ve kiraz yetiştirilir. 1950'li yıllarda 2000-3000 civarında iken sonradan 700'e kadar düşen köy nüfusu, 1990'lı yıllardan itibaren turizmin gelişmesiyle birlikte tekrar yükseliş eğilimi içine girmiştir. Devamı...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)